Kuran.com

Kuran Meali

search

Rum Suresi

    Elif. Lâm. Mîm. End of Ayah 1 (2-5) Rumlar, (Arapların bulunduğu bölgeye) en yakın bir yerde yenilgiye uğradılar. Halbuki onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Eninde sonunda emir Allah´ındır. O gün müminler de Allah´ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir. End of Ayah 2 (2-5) Rumlar, (Arapların bulunduğu bölgeye) en yakın bir yerde yenilgiye uğradılar. Halbuki onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Eninde sonunda emir Allah´ındır. O gün müminler de Allah´ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir. End of Ayah 3 (2-5) Rumlar, (Arapların bulunduğu bölgeye) en yakın bir yerde yenilgiye uğradılar. Halbuki onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Eninde sonunda emir Allah´ındır. O gün müminler de Allah´ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir. End of Ayah 4 (2-5) Rumlar, (Arapların bulunduğu bölgeye) en yakın bir yerde yenilgiye uğradılar. Halbuki onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Eninde sonunda emir Allah´ındır. O gün müminler de Allah´ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir. End of Ayah 5 (Bu) Allah´ın vâdettiğidir. Allah vâdinden caymaz; fakat insanların çoğu bilmezler. End of Ayah 6 Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler. End of Ayah 7 Kendi kendilerine, Allah´ın, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak hak olarak ve muayyen bir süre için yarattığını hiç düşünmediler mi? İnsanların birçoğu, Rablerine kavuşmayı gerçekten inkâr etmektedirler. End of Ayah 8 Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin âkıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp alt üst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler. End of Ayah 9 Sonunda, Allah´ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkıbetleri pek fena oldu. End of Ayah 10 Allah, ilkin mahlûkunu yaratır, (ölümden) sonra da bunu (yaratmayı), tekrarlar. Sonunda hep O´na döndürüleceksiniz. End of Ayah 11 Kıyametin kopacağı gün, günahkârlar (ümitsizlik içinde) susacaklardır. End of Ayah 12 (Allah´a koştukları) ortaklarından kendilerine hiçbir şefaatçı çıkmayacaktır. Zaten onlar, ortaklarını da inkâr edeceklerdir. End of Ayah 13 Kıyamet kopacağı gün, işte o gün (müminlerle inkârcılar) birbirlerinden ayrılacaklardır. End of Ayah 14 İman edip iyi işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır. End of Ayah 15 İnkâr edenler, âyetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır. End of Ayah 16 (17-18) Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah´ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O´na mahsustur. End of Ayah 17 (17-18) Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah´ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O´na mahsustur. End of Ayah 18 Ölüden diriyi, diriden de ölüyü O çıkarıyor; yeryüzünü ölümünün ardından O canlandırıyor. İşte siz de (kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız. End of Ayah 19 Sizi topraktan yaratması, O´nun (varlığının) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayılan insanlar oluverdiniz. End of Ayah 20 Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O´nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır. End of Ayah 21 O´nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda bilenler için (alınacak) dersler vardır. End of Ayah 22 Gece olsun gündüz olsun, uyumanız ve Allah´ın lütfundan (nasibinizi) aramanız da O´nun (varlığının) delillerindendir. Gerçekten bunda, işiten bir kavim için ibretler vardır. End of Ayah 23 Yine O´nun delillerindendir ki, size korku ve ümit vermek üzere şimşeği gösteriyor, gökten su indirip ölümünün ardından arzı onunla diriltiyor. Doğrusu bunda, aklını kullanan bir kavim için (alınacak) dersler vardır. End of Ayah 24 Göğün ve yerin O´nun buyruğu ile durması da O´nun (varlığının) delillerindendir. Sonra sizi topraktan bir çağırdı mı hemen (kabirlerinizden) çıkıverirsiniz. End of Ayah 25 Göklerde ve yerde olanlar hep O´nundur. Hepsi O´na boyun eğmiştir. End of Ayah 26 Yaratmaya başlayan, sonra onu tekrarlayan O´dur, ki bu, O´nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sıfat O´nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir. End of Ayah 27 Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mülkiyetiniz altında bulunan köleler içinde, size verdiğimiz rızıklarda -birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz derecede sizinle eşit (haklara sahip)- ortaklarınız var mı? İşte biz âyetlerimizi, aklını kullanacak bir kavim için böylece açıklıyoruz. End of Ayah 28 Gel gör ki haksızlık edenler, bilgisizce kötü arzularına uydular. Allah´ın saptırdığını kim doğru yola eriştirebilir? Onlar için herhangi bir yardımcı yoktur. End of Ayah 29 (Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah´ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler. End of Ayah 30 Hepiniz O´na yönelerek O´na karşı gelmekten sakının, namazı kılın; müşriklerden olmayın. End of Ayah 31 Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir. End of Ayah 32 İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O´na yalvarırlar. Sonra Allah, katından onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattırınca, bakarsınız ki onlardan bir gurup yine Rablerine ortak koşuyorlar. End of Ayah 33 Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler bakalım! Haydi sefa sürün; ama yakında bileceksiniz! End of Ayah 34 Yoksa onlara bir kesin delil indirdik de, o delil, müşrik olmalarını mı söylüyor? End of Ayah 35 İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda ona sevinirler. Şayet yaptıklarından ötürü başlarına bir fenalık gelse hemen ümitsizliğe düşüverirler. End of Ayah 36 Görmediler mi ki Allah, rızkı dilediğine bol bol vermekte, dilediğininkini de daraltmaktadır. Şüphesiz imanlı bir kavim için bunda ibretler vardır. End of Ayah 37 O halde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah´ın rızasını isteyenler için bu, en iyisidir. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. End of Ayah 38 İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah´ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekâtı veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır. End of Ayah 39 Allah, (o yüce varlıktır) ki sizi yaratmış, sonra rızıklandırmıştır; sonra O, hayatınızı sona erdirecek, daha sonra da sizi (tekrar) diriltecektir. Peki sizin (Allah´a eş tuttuğunuz) ortaklarınız içinde bunlardan birini yapabilecek var mı? Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir ve yücedir. End of Ayah 40 İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler. End of Ayah 41 (Resûlüm!) De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, daha öncekilerin âkıbetleri nice oldu, görün. Onların çoğu müşrik idi. End of Ayah 42 Allah katından, dönüşü olmayan bir gün (kıyamet günü) gelmeden önce yönünü o gerçek dine çevir! O gün (insanlar) bölük bölük ayrılacaklardır. End of Ayah 43 Kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhine olur. İyi işler yapanlara gelince, onlar da kendileri için (cennetteki yerlerini) hazırlamış olurlar. End of Ayah 44 Zira Allah, iman edip iyi işler yapanlara kendi lütfundan karşılık verecektir. Şüphesiz O, kâfirleri sevmez. End of Ayah 45 Size rahmetinden tattırsın, emriyle gemiler yüzsün, fazlından (nasibinizi) arayasınız ve şükredesiniz diye (hayat ve bereket) müjdecileri olarak rüzgârları göndermesi de Allah´ın (varlık ve kudretinin) delillerindendir. End of Ayah 46 Andolsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açık deliller getirdiler. (Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Müminlere yardım etmek de bize düşer. End of Ayah 47 Allah O´dur ki, rüzgârları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. Derken, Allah onu gökte dilediği gibi yayar ve parça parça eder; nihayet arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince, onlar seviniverirler. End of Ayah 48 Oysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi. End of Ayah 49 Allah´ın rahmetinin eserlerine bir bak: Arzı, ölümünün ardından nasıl diriltiyor! Şüphesiz O, ölüleri de mutlaka diriltecektir. O, her şeye kadirdir. End of Ayah 50 Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar. End of Ayah 51 (Resûlüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin. End of Ayah 52 Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin. End of Ayah 53 Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardından güçsüzlük ve ihtiyarlık veren, Allah´tır. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir. End of Ayah 54 Kıyamet koptuğu gün, günahkârlar, (dünyada) ancak pek kısa bir süre kaldıklarına yemin ederler. İşte onlar, (dünyada da haktan) böyle döndürülüyorlardı. End of Ayah 55 Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah´ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz. End of Ayah 56 Artık o gün, zulmedenlerin (beyan edecekleri) mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan Allah´ı hoşnut etmeye çalışmaları da istenmez. End of Ayah 57 Andolsun ki biz, bu Kur´an´da insanlar için her çeşit misale yer vermişizdir. Şayet onlara bir mucize getirsen inkârcılar kesinlikle şöyle diyeceklerdir: Siz ancak bâtıl şeyler ortaya atmaktasınız. End of Ayah 58 İşte bilmeyenlerin (hakkı tanımayanların) kalplerini Allah böylece mühürler. End of Ayah 59 (Resûlüm!) Sen şimdi sabret. Bil ki Allah´ın vâdi gerçektir. (Buna) iyice inanmamış olanlar, sakın seni gevşekliğe sevketmesin! End of Ayah 60

Kuran.com ile Kur'an-ı Kerim'i okuyun, dinleyin ve öğrenin

location_on İstanbul, Türkiye
email İletişim

Copyright © 2025 Kuran.com All Rights Reserved.

keyboard_arrow_up