Kuran.com
Bir Hadis

Bir Hadis

Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kıyâmet gününde (ameller tartılırken) mü’minin mizânında güzel ahlâktan daha ağır (gelecek) bir şey yoktur. Şüphesiz ki Allah Teâlâ, kötü huylu, çirkin sözlü kimseleri sevmez.”
(Tirmizî, Birr, 62, IV, 362)
Ebû Zerr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) bana şöyle buyurdu: “Nerede olursanız olun, Allah’a karşı gelmekten sakının ve kötülüğün peşinden hemen iyiliği yetiştirin ki, onu silip yok etsin. Ayrıca insanlarla güzelce geçinin.”
(Tirmizî, Birr, 55, IV, 355; Darimî, Rikak, 74, I, 719)
İbn Abbas (r.a.)’tan; Peygamber Efendimiz, Eşecc Abdül-Kays’a: “Sende Allahu Teâlâ’nın sevdiği iki (güzel) meziyet vardır: Onlar da hilm (yumuşak huyluluk) ve teenni (düşünceli, temkinli hareket)dir” buyurmuşlardır.
(Tirmizî, Birr, 66, IV, 366, 367)
Ebû Hüreyre (r.a.), Resûlullah (s.a.s.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Mü’min ülfet eden (insanlarla iyi geçinen) kişidir. İnsanlarla iyi geçinmeyen ve kendisi ile geçinilmeyen kişide hayır yoktur.”
(Ahmed b. Hanbel, II, 4, 5, 335, 9436)
Abdullah b. Amr (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’ın şöyle buyurduğunu işittim: “Müslüman, güzel ahlâkı sayesinde Allâh’ın emirlerini yerine getirip devamlı oruç tutanlar derecesine yükselir.”
(Taberânî, Evsat, No: 3150, IV,102-103)
Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’ın şöyle dediğini işittim: “Mü’min, güzel ahlâkı ile (fazla) oruç tutup (fazla) ibadet edenin derecesine erişir.”
(Ebu Davud, Edep, 7, V/149)
Yahya b. Said (r.a.)’den, şöyle dediği rivâyet olunmuştur: “Kişi, güzel ahlâk ile geceyi ibadetle geçiren ve savaş meydanlarında şiddetli susuzluktan ciğeri yanan kimsenin derecesine ulaşır.”
(Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 6, II/904)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Allâhu Teâlâ, İbrahim (a.s.)'a şöyle vahyetti: – Halilim (Dostum)! Kâfirlere karşı olsa da ahlâkını güzelleştir ki, iyilerin girdiği yere giresin. Ahlâkını güzelleştiren kimseyi, Arşımın altında gölgelendirip cennet sularından içireceğimi ve onu civarıma yaklaştıracağımı vâdettim.”
(Taberânî, Evsat, No: 6502, VII, 261)
Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “(Kıyamet günü) mü’minin mizanında güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. İnsan, güzel ahlâkı ile (fazla) namaz kılıp (fazla) oruç tutanlar derecesine yükselir.”
(Tirmizî, Birr, 63, IV, 363)
Ebû Dâvûd da muhtasar olarak; “Mizanda, güzel ahlâktan daha ağır gelecek hiçbir amel yoktur.”
(Ebu Davud, Edeb, 7, V, 150)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kul, güzel ahlâkıyla oruç tutan ve namaz kılanların derecesine ulaşır.”
(Taberânî, Evsat, 6279, VII, 154)
Ebû Zerr (r.a.)’den: “Can ve gönülden iman eden, kalbini her türlü fenâlıktan temizleyen, dili doğruyu söyleyen, gönlünü hoş tutup hâline râzı olan, ahlâkını düzelten (güzel) sözleri dinleyip ibret nazarı ile bakan kurtulmuştur.”
(İbn Hanbel, V, 147)
Safvan b. Süleym’den; Resûlullah (s.a.s.) buyuruyorlar ki: “Bedene kolay ve hafif gelen ibadeti size bildireyim mi? Susmak ve güzel ahlâk sahibi olmaktır.”
(İbn-i Ebi’d-Dünya, Kitabu’s-Samt, No: 24, 48, Beyrut, 1988)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’a; – İnsanların, cennete girmelerine en çok vesile olan şeylerden sorulunca, Resûlullah: – Allah’tan korkmak ve güzel ahlâktır, buyurmuştur. Ve insanların cehenneme girmelerine en çok sebeb olan şeyler sorulunca da, Resûlullah: – Ağız ve tenâsül uzvudur (üreme organıdır), buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr, 62, IV, 363)
Abdullah b. Amr (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’ın şöyle buyurduğunu işittim: “Benim katımda en sevimliniz ve kıyamet gününde meclisime en yakın olanınızı size haber vereyim mi?” Bunu iki veya üç defa tekrar buyurdular. Ashab: “Evet, yâ Resûlullah”, dediler. Resûlullah: “Ahlâkça en güzel olanınızdır” buyurdu.
(İbn Hanbel, II, 185)
Ali b. Hüseyin b. Ebî Tâlib (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Kişinin İslâmî güzelliklerinden biri de (mânâsız, faydasız) ve kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesidir.”
(Mâlik, Muvatta, Hüsnü’l-Huluk, 3, II, 903)
“Mü’min; insanları kötüleyen, lânetleyen, kötü söz ve çirkin davranış sergileyen kimse değildir.”
(Tirmizî, Birr, IV, 350, 48; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 405, 416)
Abdullâh b. Amr b. el-Âs (r.anhümâ)’dan; şöyle demiştir: Resûlullâh, sözünde ve işinde çirkin bir harekette ne bulunurdu, ne de bulunmak isterdi ve şöyle buyururdu: “Sizin en hayırlınız -dan biri de- ahlâkça en güzelinizdir.”
(Buharî, Menâkıb, 23, IV, 166)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.): – En hayırlılarınızı size bildireyim mi? buyurdu. Onlar: – Bildir yâ Resûlallâh, dediler. Resûlullah: – Ömrü uzun ve ahlâkı güzel olanınızdır, buyurdular.
(İbn Hibban, Birr, 484, II, 234)
Abdullâh b. Amr b. el-Âs (r.anhümâ)’dan: Muâz b. Cebel (r.a.), (bir yere) yolculuk yapmak istediği bir sırada Resûlullah Efendimiz’e şöyle söyledi: – Ey Allah’ın Resûlü! Bana öğüt ver. Resûlullah: – Allah’a ibâdet et, O’na hiçbir şeyi şerik (ortak) koşma, buyurdu. Muâz yine: – Ey Allah’ın Resûlü! Bana öğüdünü arttır, dedi, Resûlullah: – (Bir) Fenâlık yaptığında hemen iyilik yap, buyurdu. Muâz (yine): – Ey Allah’ın Resûlü! Bana -öğüdünü- arttır, dedi. Resûlullah: – Dosdoğru ol , ahlâkın güzelleşsin, buyurdular.
(İbn Hibban, Birr, 524, II, 283)

Kuran.com - Kur'an-ı Kerim Online Okuyun, Dinleyin ve Öğrenin

30
June 2025
Monday

Namaz Vakitleri

İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı

Namaz Uyarısı

 Namaz Vakitleri
Namaz vakti yaklaştığında beni uyar
Bir Ayet

Bir Ayet

Elif Lâm Râ. (Bu Kur’an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve çokça övülen Allah’ın doğru yoluna götürmen için sana indirdiğimiz bir kitaptır.
(İbrahim, 14/1)
Eğer kulumuz (Muhammed'e) indirdiğimiz (Kur'an'dan) şüphede olup bunda da samimi iseniz, o takdirde Allah'tan başka (bilgisine güvendiğiniz) şahitlerinizi de çağırın ve onun surelerinden bir benzerini getirin.
(Bakara, 2/23)
Elif Lâm Mîm. Bu (Kur’an), kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan bir kitaptır, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için de doğru yolu gösteren bir rehberdir.
(Bakara, 2/1-2)
Her türlü hamd ve övgü, kuluna kitabı indiren ve onda hiçbir yanlışlığın yer almasına fırsat vermeyen Allah’a mahsustur.
(Kehf, 18/1)
(Ey Muhammed!) sana geçmiş kitapları tasdik eden, onlardaki doğruları muhafaza eden Kur’an’ı gerçeğin ta kendisi olarak Biz indirdik. ku halde onların arasında Allah’ın indirdiklerine göre hüküm ver.
(Maide, 5/48)
Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından ortaya konacak bir (söz) değildir. Ancak kendinden önceki (vahyin) doğrulanması ve Kitab'ın açıklanmasıdır. Onda hiçbir şüphe yoktur ve âlemlerin Rabbinden gelmiştir.
(Yunus, 10/37)
Bu (Kur'an), kendisiyle uyarılmaları, Allah’ın tek ilah olduğunu bilmeleri ve akıl sahiplerinin öğüt almaları için insanlara yapılan bir bildiridir.
(İbrahim, 14/52)
(Ey Muhammed!) Biz sana Kitab’ı hakikatin ta kendisi olarak indirdik. Öyle ise sen de ihlâslı bir şekilde sadece Allah’a kulluk et.
(Zümer, 39/2)
(Ey Muhammed!) Biz sana Kitab’ı insanlar için hakikatin ta kendisi olarak indirdik. Kim doğru yola girerse, kendi yararına girer. Kim de ondan saparsa, ancak kendi zararına sapmış olur. Sen onlardan dolayı sorumlu değilsin.
(Zümer, 39/41)
Kur’an’ın ne önünden, ne de ardından batıl sokulabilir. (Çünkü o), sonsuz hikmet sahibi ve bütün övgülere layık olan Allah tarafından indirilmiştir.
(Fussilet, 41/42)
Elif Lâm Râ. Bu (Kur’an), sonsuz hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından bütün yönleriyle ayetleri mükemmel hale getirilmiş, sonra da ayrıntılı bir şekilde açıklanmış bir kitaptır.
(Hud, 11/1)
Allah, sözlerin en güzelini; (yani âyetleri güzellikte) birbirine benzeyen, (hüküm ve öğütleri) tekrarlanan bir kitap olarak (Kur’an’ı) indirmiştir. Rablerinden korkanların tenleri onun etkisiyle ürperir. Ardından tenleri ve kalpleri Allah’ın zikrine karşı yumuşar…
(Zümer, 39/23)
Hâlâ Kur’an’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.
(Nisa, 4/82)
Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik.
(Yusuf, 12/2)
Bu Kur’an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.
(Sad, 38/29)
Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Peki, öğüt alacak yok mu?
(Kamer, 54/17)
Onlar, hâlâ Kur’an’ı düşünmeyecekler mi? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?
(Muhammed, 47/24)
Kur’an okunduğu zaman, ona kulak verip sessizce dinleyin ki size merhamet edilsin.
(A’raf, 7/204)
Böylece Biz o Kur’an’ı Arapça bir hüküm (kaynağı) olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer onların heveslerine uyarsan, Allah’a karşı sana yardım edecek ne bir dost ne de bir koruyucu bulursun.
(Ra’d, 13/37)
(Resulüm!) Böylece Biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda ikazları tekrar tekrar açıkladık. Umulur ki onlar (bu sayede günahtan) korunurlar. Yahut da o (Kur'an) kendileri için bir öğüt ortaya koyar.
(Tâhâ, 20/113)

Copyright © 2025 Kuran.com All Rights Reserved.

keyboard_arrow_up