Kuran.com

معاني القرآن

search

Kamer Suresi

    Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. End of Ayah 1 Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve: Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür, derler. End of Ayah 2 Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır. End of Ayah 3 Andolsun onlara, kötülükten önleyecek nice önemli haberler gelmiştir. End of Ayah 4 Bu büyük bir hikmettir. Fakat (yüz çevirene) uyarılar ne fayda verir! End of Ayah 5 Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir. End of Ayah 6 (7-8) Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler. End of Ayah 7 (7-8) Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler. End of Ayah 8 Onlardan önce Nuh´un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı. End of Ayah 9 Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı. End of Ayah 10 Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık. End of Ayah 11 Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti. End of Ayah 12 Nuh´u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik. End of Ayah 13 İnkâr edilmiş olana (Nuh´a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. End of Ayah 14 Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur? End of Ayah 15 Benim azabım ve uyarılarım nasılmış! End of Ayah 16 Andolsun biz Kur´an´ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu? End of Ayah 17 Âd kavmi (Peygamberleri Hûd´u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler). End of Ayah 18 Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik. End of Ayah 19 O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu. End of Ayah 20 Nasılmış benim azabım ve uyarılarım! End of Ayah 21 Andolsun biz Kur´an´ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu? End of Ayah 22 Semûd kavmi de uyarıcıları yalanladı. End of Ayah 23 «Aramızdan bir beşere mi uyacağız? O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık etmiş oluruz» dediler. End of Ayah 24 «Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır o, yalancı ve şımarığın biridir» (dediler.) End of Ayah 25 Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bileceklerdir. End of Ayah 26 Gerçekten onları imtihan etmek için dişi deveyi gönderen biziz. Sen onları gözetle ve sabret. End of Ayah 27 Onlara, suyun aralarında paylaştırıldığını haber ver. Her biri kendi içme sırasında gelsin. End of Ayah 28 Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür´et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti. End of Ayah 29 (Bu azgınlara) azabım ve uyarılarım nasıl oldu! End of Ayah 30 Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler. End of Ayah 31 Andolsun biz Kur´an´ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu? End of Ayah 32 Lût´un kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı. End of Ayah 33 (34-35) Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız. End of Ayah 34 (34-35) Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız. End of Ayah 35 Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar. End of Ayah 36 Onlar Lût´un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. «Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!» (dedik). End of Ayah 37 Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı. End of Ayah 38 İşte azabımı ve uyarılarımı tadın! (denildi). End of Ayah 39 Andolsun biz Kur´an´ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu? End of Ayah 40 Şüphesiz Firavun´un kavmine de uyarıcılar gelmişti. End of Ayah 41 Lâkin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize lâyık bir şekilde yakaladık. End of Ayah 42 Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mı iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berât mı var? End of Ayah 43 Yoksa «Biz, intikam almağa gücü yeten bir topluluğuz» mu diyorlar? End of Ayah 44 O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır. End of Ayah 45 Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır. End of Ayah 46 Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler. End of Ayah 47 O gün yüzüstü ateşe sürüklendiklerinde «Cehennemin elemini tadın!» denir. End of Ayah 48 Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık. End of Ayah 49 Bizim buyruğumuz, bir anlık bakış gibi, bir tek sözden başka bir şey değildir. End of Ayah 50 Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp ibret alan yok mu? End of Ayah 51 Yaptıkları her şey kitaplarda (amel defterlerinde) mevcuttur. End of Ayah 52 Küçük büyük her şey satır satır yazılmıştır. End of Ayah 53 (54-55) Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında, güçlü ve Yüce Allah´ın huzurunda hak meclisindedirler. End of Ayah 54 (54-55) Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında, güçlü ve Yüce Allah´ın huzurunda hak meclisindedirler. End of Ayah 55

Copyright © 2025 Kuran.com All Rights Reserved.

keyboard_arrow_up