Kuran.com

معاني القرآن

search

Zuhruf Suresi

    Hâ. Mîm. End of Ayah 1 (2-3) Apaçık Kitab´a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur´an kıldık. End of Ayah 2 (2-3) Apaçık Kitab´a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur´an kıldık. End of Ayah 3 O, katımızda bulunan Ana Kitap´ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptır. End of Ayah 4 Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur´an´la uyarmaktan vaz mı geçelim? End of Ayah 5 Daha önceki milletlere nice peygamberler göndermiştik. End of Ayah 6 Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı. End of Ayah 7 Biz bunlardan daha zorba olanları da helâk ettik. Nitekim öncekilerde örneği geçmiştir. End of Ayah 8 Andolsun ki, onlara gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan; «Onları şüphesiz güçlü olan, her şeyi bilen Allah yarattı» derler. End of Ayah 9 O, size yeri beşik kılmış ve doğru gidesiniz diye yeryüzünde size yollar yaratmıştır. End of Ayah 10 Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O´dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız. End of Ayah 11 (12-13) Bütün çiftleri O yaratmıştır. Ve size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar vâretmiştir ki, böylece onların sırtına binip üzerlerine yerleşince, Rabbinizin ni´metini anarak: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik, diyesiniz. End of Ayah 12 (12-13) Bütün çiftleri O yaratmıştır. Ve size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar vâretmiştir ki, böylece onların sırtına binip üzerlerine yerleşince, Rabbinizin ni´metini anarak: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik, diyesiniz. End of Ayah 13 Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz (demelisiniz). End of Ayah 14 Ama onlar, kullarından bir kısmını, O´nun bir cüzü kıldılar. Gerçekten insan apaçık bir nankördür. End of Ayah 15 Yoksa Allah, yarattıklarından kızları kendisine aldı da oğulları size mi ayırdı?! End of Ayah 16 Onlardan biri, Rahmân´a isnat ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir. End of Ayah 17 Süs içinde yetiştirilip savaş edemeyecek olanı mı istemiyorlar? (Onları Allah´ın parçası mı sayıyorlar?) End of Ayah 18 Onlar, Rahmân´ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Acaba meleklerin yaratılışlarını mı görmüşler? Onların bu şahitlikleri yazılacak ve sorguya çekileceklerdir. End of Ayah 19 Ve dediler ki: Rahmân dileseydi biz onlara tapmazdık. Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar. End of Ayah 20 Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı tutunuyorlar? End of Ayah 21 Hayır! «Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz» derler. End of Ayah 22 Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi. End of Ayah 23 Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz (din)den daha doğrusunu getirmişsem (yine mi bana uymazsınız)? deyince, dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz. End of Ayah 24 Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu? End of Ayah 25 Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım. End of Ayah 26 Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir. End of Ayah 27 Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler. End of Ayah 28 Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim. End of Ayah 29 Fakat kendilerine hak gelince: Bu bir büyüdür, biz onu tanımıyoruz, dediler. End of Ayah 30 Ve dediler ki: Bu Kur´an iki şehirden bir büyük adama indirilse olmaz mıydı? End of Ayah 31 Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır. End of Ayah 32 Şayet insanların küfürde birleşmiş bir tek ümmet olması (tehlikesi) bulunmasaydı, Rahmân´ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri gümüşten yapardık. End of Ayah 33 Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık). End of Ayah 34 Ve onları zinetlere boğardık. Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise, Rabbinin katında, Allah´ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur. End of Ayah 35 Kim Rahmân´ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz. End of Ayah 36 Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar. End of Ayah 37 O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadaşına: Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın! der. End of Ayah 38 Zulmettiğiniz için bugün (nedâmet) size hiçbir fayda vermeyecektir. Çünkü siz, azapta ortaksınız. End of Ayah 39 (Resûlüm!) Sağırlara sen mi işittireceksin; yahut körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola sen mi ileteceksin? End of Ayah 40 Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız. End of Ayah 41 Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter. End of Ayah 42 Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen, dosdoğru yoldasın. End of Ayah 43 Doğrusu Kur´an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız. End of Ayah 44 Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize (ümmetlerine) sor! Rahmân´dan başka tapılacak tanrılar (edinin diye) emretmiş miyiz? End of Ayah 45 Andolsun biz Musa´yı âyetlerimizle Firavun´a ve onun ileri gelen adamlarına göndermiştik de Musa: Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim, demişti. End of Ayah 46 Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi. End of Ayah 47 Onlara gösterdiğimiz her bir âyet (mucize) diğerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye onları azaba uğrattık. End of Ayah 48 Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artık doğru yola gireceğiz. End of Ayah 49 Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler. End of Ayah 50 Firavun kavmine seslendi ve şöyle dedi: «Ey kavmim! Mısır mülkü ve altımdan akıp giden şu ırmaklar benim değil mi? Hâla görmüyor musunuz?» End of Ayah 51 «Yoksa ben, kendisi zayıf ve neredeyse söz anlatamayacak durumda bulunan şu adamdan daha hayırlı değil miyim?» End of Ayah 52 «Ona altın bilezikler verilmeli veya yanında ona yardımcı melekler gelmeli değil miydi?» End of Ayah 53 Firavun kavmini aldattı; onlar da kendisine boyun eğdiler. Onlar yoldan çıkmış bir kavimdir. End of Ayah 54 Böylece bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık, hepsini suda boğduk. End of Ayah 55 Onları, sonradan gelenlerin geçmişi ve bir ibret örneği kıldık. End of Ayah 56 Meryem oğlu İsa, bir misal olarak anlatılınca senin kavmin hemen bağrışmaya başladılar. End of Ayah 57 Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdur. End of Ayah 58 O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur. End of Ayah 59 Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık. End of Ayah 60 Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur. End of Ayah 61 Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. End of Ayah 62 İsa, açık delillerle geldiği zaman demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyleyse Allah´tan korkun ve bana itaat edin. End of Ayah 63 Çünkü Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O´na ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur. End of Ayah 64 Ama aralarından çıkan guruplar, bir ihtilâfa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline! End of Ayah 65 Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar? End of Ayah 66 O gün, Allah´a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dost olanlar (bile) birbirlerine düşman kesilirler. End of Ayah 67 (68-69) Ey âyetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de. End of Ayah 68 (68-69) Ey âyetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de. End of Ayah 69 Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz! End of Ayah 70 (71-73) Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir. End of Ayah 71 (71-73) Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir. End of Ayah 72 (71-73) Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir. End of Ayah 73 (74-75) Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar, azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir. End of Ayah 74 (74-75) Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar, azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir. End of Ayah 75 Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir. End of Ayah 76 Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz böyle kalacaksınız! der. End of Ayah 77 Andolsun biz size hakkı getirdik, fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz. End of Ayah 78 Yoksa (müşrikler) bir işe kesin karar mı verdiler? Doğrusu biz de kararlıyız! End of Ayah 79 Yoksa onlar, bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz (hafaza melekleri de) yazmaktadırlar. End of Ayah 80 De ki: Eğer Rahmân´ın bir çocuğu olsaydı, elbette ben (ona) kulluk edenlerin ilki olurdum! End of Ayah 81 Göklerin ve yerin Rabbi, Arş´ın da Rabbi olan Allah onların vasıflandırmalarından yücedir, münezzehtir. End of Ayah 82 Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar. End of Ayah 83 Gökteki İlâh da, yerdeki İlâh da O´dur. O, hakîmdir, her şeyi bilendir. End of Ayah 84 Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü kendisine ait olan Allah ne yücedir! Kıyamet saatini bilmek de O´na mahsustur. Siz O´na döndürüleceksiniz. End of Ayah 85 Allah´ı bırakıp da taptıkları putlar, şefâat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler bunun dışındadır. End of Ayah 86 Andolsun onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette «Allah» derler. O halde nasıl (Allah´a kulluktan) çeviriliyorlar? End of Ayah 87 (88-89) (Resûlullah´ın:) Yâ Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir, demesine karşı Allah: Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu. End of Ayah 88 (88-89) (Resûlullah´ın:) Yâ Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir, demesine karşı Allah: Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu. End of Ayah 89

Copyright © 2025 Kuran.com All Rights Reserved.

keyboard_arrow_up