Kuran.com

معاني القرآن

search

Sura Suresi

    (1-2) Hâ. Mîm. Ayn. Sîn. Kaf. End of Ayah 1 (1-2) Hâ. Mîm. Ayn. Sîn. Kaf. End of Ayah 2 Azîz ve hakîm olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder. End of Ayah 3 Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O´nundur. O yücedir, uludur. End of Ayah 4 Neredeyse yukarılarından gökler çatlayacak! Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yerdekiler için mağfiret diliyorlar. İyi bilin ki Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. End of Ayah 5 Allah´tan başka dostlar edinenleri Allah daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin. End of Ayah 6 Şehirlerin anası (olan Mekke´de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur´an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir. End of Ayah 7 Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur. End of Ayah 8 Yoksa onlar Allah´tan başka dostlar mı edindiler? Halbuki dost yalnız Allah´tır. O ölüleri diriltir, her şeye kadirdir. End of Ayah 9 Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah´a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbimdir. O´na dayandım ve O´na yönelirim. End of Ayah 10 O, gökleri ve yeri yoktan yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle çoğalmanızı sağlamıştır. O´nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir. End of Ayah 11 Göklerin ve yerin anahtarları O´nundur. Dilediğine rızkı bol verir, dilediğinden de kısar. O, her şeyi bilendir. End of Ayah 12 «Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin» diye Nuh´a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim´e, Musa´ya ve İsa´ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah´a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir. End of Ayah 13 Onlar kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer belli bir süreye kadar Rabbinden bir (erteleme) sözü geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra kitaba vâris kılınanlar da onun hakkında derin bir şüphe içindedirler. End of Ayah 14 İşte onun için sen (tevhide) dâvet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah´ın indirdiği Kitab´a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışılabilecek bir konu yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de O´nadır. End of Ayah 15 Daveti kabul edildikten sonra, Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri, Rableri katında boştur. Onlar için bir gazap, yine onlar için çetin bir azap vardır. End of Ayah 16 Kitab´ı ve mizanı hak olarak indiren Allah´tır. Ne biliyorsun, belki de kıyamet saati yakındır! End of Ayah 17 Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler. End of Ayah 18 Allah kullarına lütufkârdır, dilediğini rızıklandırır. O kuvvetlidir, güçlüdür. End of Ayah 19 Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz. End of Ayah 20 Yoksa onların, Allah´ın izin vermediği bir dini getiren ortakları mı var? Eğer erteleme sözü olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz zalimlere can yakıcı bir azap vardır. End of Ayah 21 Yaptıkları şeyler başlarına gelirken zalimlerin, korkudan titrediklerini göreceksin. İman edip iyi işler yapanlar da cennet bahçelerindedirler. Rablerinin yanında onlara diledikleri her şey vardır. İşte büyük lütuf budur. End of Ayah 22 İşte Allah´ın, iman eden ve iyi işler yapan kullarına müjdelediği nimet budur. De ki: Ben buna karşılık sizden akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik işlerse onun sevabını fazlasıyla veririz. Şüphesiz Allah bağışlayan, şükrün karşılığını verendir. End of Ayah 23 Yoksa onlar, (senin için) Allah´a karşı yalan uydurdu mu derler? Allah dilerse senin kalbini de mühürler. Ve Allah bâtılı yok eder; sözleriyle hakkı ortaya koyar. Şüphesiz O, kalplerde olanları bilendir. End of Ayah 24 O, kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir. End of Ayah 25 Allah, iman edip iyi işler yapanların tevbesini kabul eder, lütfundan onlara, fazlasını verir. Kâfirlere gelince, onlara da çetin bir azap vardır. End of Ayah 26 Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde azarlardı. Fakat O, (rızkı) dilediği ölçüde indirir. Çünkü O, kullarının haberini alandır, onları görendir. End of Ayah 27 O, (insanlar) umutlarını kestikten sonra, yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O, hakiki dosttur, övülmeye lâyık olandır. End of Ayah 28 Gökleri, yeri ve bunların içine yayıp ürettiği canlıları yaratması da O´nun delillerindendir. O dilediği zaman bunları biraraya toplamaya da kadirdir. End of Ayah 29 Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder. End of Ayah 30 Yeryüzünde (O´nu) âciz bırakamazsınız. Allah´tan başka bir dostunuz ve bir yardımcınız da yoktur. End of Ayah 31 Denizde dağlar gibi akıp gidenler (gemiler) de O´nun (varlığının) delillerindendir. End of Ayah 32 Dilerse O, rüzgârı durdurur da onun (denizin) üstünde kalakalırlar. Elbette bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır. End of Ayah 33 Yahut yaptıkları yüzünden onları helâk eder. Birçoğunu da affeder (kurtarır). End of Ayah 34 Böylece âyetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler. End of Ayah 35 Size verilen şey, yalnızca dünya hayatının geçimliğidir. Allah´ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rablerine dayanıp güvenenler içindir. End of Ayah 36 Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar. End of Ayah 37 Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar. End of Ayah 38 Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar. End of Ayah 39 Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah´a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez. End of Ayah 40 Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur. End of Ayah 41 Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere ceza vardır. İşte acıklı azap bunlaradır. End of Ayah 42 Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir. End of Ayah 43 Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zalimlerin: Dönecek bir yol var mı? dediklerini görürsün. End of Ayah 44 Ateşe arz olunurlarken onların, zilletten başlarını öne eğerek göz ucuyla gizli gizli baktıklarını göreceksin. İnananlar da: İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardır, diyecekler. Kesinlikle biliniz ki, zalimler, sürekli bir azap içindedirler. End of Ayah 45 Onların Allah´tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun kurtuluşa çıkan bir yolu yoktur. End of Ayah 46 Allah´tan, geri çevrilmesi imkânsız bir gün gelmezden önce, Rabbinize uyun. Çünkü o gün, hiçbiriniz sığınacak yer bulamazsınız, itiraz da edemezsiniz. End of Ayah 47 Eğer yüz çevirirlerse, bilesin ki biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, işte o zaman insan pek nankördür! End of Ayah 48 Göklerin ve yerin mülkü Allah´ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. End of Ayah 49 Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir. End of Ayah 50 Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakîmdir. End of Ayah 51 İşte böylece sana da emrimizle Kur´an´ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin. End of Ayah 52 (O yol) göklerin ve yerin sahibi olan Allah´ın yoludur. Dikkat edin, bütün işler sonunda Allah´a döner. End of Ayah 53

Copyright © 2025 Kuran.com All Rights Reserved.

keyboard_arrow_up