Kuran.com

Kuran Meali

search

Mearic Suresi

    (1-3) Birisi, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından inkârcılara gelecek olan ve hiç kimsenin savamayacağı azabı istedi! End of Ayah 1 (1-3) Birisi, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından inkârcılara gelecek olan ve hiç kimsenin savamayacağı azabı istedi! End of Ayah 2 (1-3) Birisi, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından inkârcılara gelecek olan ve hiç kimsenin savamayacağı azabı istedi! End of Ayah 3 Melekler ve Rûh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar. End of Ayah 4 (Resûlüm!) Şimdi sen güzelce sabret. End of Ayah 5 Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar. End of Ayah 6 Biz ise onu yakın görmekteyiz. End of Ayah 7 O gün gökyüzü, erimiş maden gibi olur. End of Ayah 8 Dağlar da atılmış yüne döner. End of Ayah 9 Dost, dostu sormaz. End of Ayah 10 (11-14) Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın. End of Ayah 11 (11-14) Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın. End of Ayah 12 (11-14) Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın. End of Ayah 13 (11-14) Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın. End of Ayah 14 Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir. End of Ayah 15 Derileri kavurup soyar. End of Ayah 16 (17-18) Yüz çevirip geri dönen, (servet) toplayıp yığan kimseyi (kendine) çağırır. End of Ayah 17 (17-18) Yüz çevirip geri dönen, (servet) toplayıp yığan kimseyi (kendine) çağırır. End of Ayah 18 Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır. End of Ayah 19 Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder. End of Ayah 20 Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir. End of Ayah 21 (22-23) Ancak şunlar öyle değildir: Namaz kılanlar, ki onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal göstermezler;) End of Ayah 22 (22-23) Ancak şunlar öyle değildir: Namaz kılanlar, ki onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal göstermezler;) End of Ayah 23 (24-25) Mallarında, isteyene ve (isteyemediği için) mahrum kalmışa belli bir hak tanıyanlar; End of Ayah 24 (24-25) Mallarında, isteyene ve (isteyemediği için) mahrum kalmışa belli bir hak tanıyanlar; End of Ayah 25 Ceza (ve hesap) gününün doğruluğuna inananlar; End of Ayah 26 (27-28) Rablerinin azabından korkanlar, ki Rablerinin azabı(na karşı) emin olunamaz; End of Ayah 27 (27-28) Rablerinin azabından korkanlar, ki Rablerinin azabı(na karşı) emin olunamaz; End of Ayah 28 (29-31) Irzlarını koruyanlar -ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir-; End of Ayah 29 (29-31) Irzlarını koruyanlar -ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir-; End of Ayah 30 (29-31) Irzlarını koruyanlar -ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir-; End of Ayah 31 Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler; End of Ayah 32 Şahitliklerini (dosdoğru) yapanlar; End of Ayah 33 Namazlarını koruyanlar; End of Ayah 34 İşte bunlar, cennetlerde ağırlanırlar. End of Ayah 35 (36-37) (Resûlüm!) O kâfirlere ne oluyor ki, bölük bölük sağından ve solundan sana doğru koşuyorlar. End of Ayah 36 (36-37) (Resûlüm!) O kâfirlere ne oluyor ki, bölük bölük sağından ve solundan sana doğru koşuyorlar. End of Ayah 37 Onlardan her biri nimet cennetine sokulacağını mı umuyor? End of Ayah 38 Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler). End of Ayah 39 (40-41) Şu halde (işin gerçeği) öyle (umdukları gibi) değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez. End of Ayah 40 (40-41) Şu halde (işin gerçeği) öyle (umdukları gibi) değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez. End of Ayah 41 Ama sen onları (şimdilik) bırak da, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya dek dalsınlar, oynayadursunlar. End of Ayah 42 (43-44) O gün onlar, sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar. İşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür! End of Ayah 43 (43-44) O gün onlar, sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar. İşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür! End of Ayah 44

Kuran.com ile Kur'an-ı Kerim'i okuyun, dinleyin ve öğrenin

location_on İstanbul, Türkiye
email İletişim

Copyright © 2025 Kuran.com All Rights Reserved.

keyboard_arrow_up