Translation of Quran
Suara Suresi
Tâ, Sîn, Mîm.
1
Bunlar sana apaçik kitabin âyetleridir.
2
(Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye adeta kendine kiyacaksin!
3
Biz dilersek onlarin üzerlerine gökten bir âyet (mucize) indiririz de, ona boyunlari egilekalir.
4
Bununla beraber kendilerine O Rahmân´dan yeni bir ögüt gelmeyedursun, ille ondan yüz çevirirler.
5
Üstelik (ona) "yalandir" dediler; fakat onlara alay edip durduklari seyin haberleri yakinda gelecektir.
6
Yeryüzüne bir bakmadilar mi? Biz orada her güzel çiftten nice bitkiler yetistirmisiz.
7
Süphesiz ki bunda mutlak bir âyet (nisane) vardir; ama onlarin çogu iman etmezler.
8
Ve süphe yok ki Rabbin, galip ve engin merhamet sahibidir.
9
Bir vakit de Rabbin, Musa´ya nida edip "Git o zalim kavme" dedi.
10
"Firavun kavmine, hâlâ sakinmayacaklar mi?"
11
(Musa) söyle seslendi: "Ya Rab! Dogrusu ben korkarim ki beni yalanci sayarlar."
12
"Ve gögsüm daralir, dilim dönmez, onun için Harun´a da elçilik ver."
13
"Hem onlarin bana isnad ettikleri bir suç var. Ondan dolayi korkarim ki, hemen beni öldürürler."
14
(Allah): "Hayir hayir" buyurdu, "haydi ikiniz âyetlerimizle (mucizelerimizle) gidin. Süphesiz ki, biz sizinle beraberiz. (Onlari) isitiyoruz."
15
"Haydin Firavun´a gidin de deyin ki: Inan biz, âlemlerin Rabbinin elçisiyiz.
16
Israil ogullarini bizimle beraber gönder."
17
"Â, dedi, biz seni çocukken himayemize alip büyütmedik mi? Hayatinin bir çok yillarini aramizda geçirmedin mi?"
18
"Sonunda o yaptigin (kötü) isi de yaptin. Sen nankörün birisin!"
19
Musa, "Ben, dedi, o isi o anda yaptim ki saskinlardandim."
20
"Sizden korkunca da hemen aranizdan kaçtim. Sonra Rabbim bana hikmet bahsetti ve beni peygamberlerden kildi."
21
"O basima kaktigin nimet de (aslinda) Israil ogullarini kendine köle edinmis olmandir. "
22
Firavun söyle dedi: "Âlemlerin Rabbi dedigin nedir ki?"
23
Musa cevap olarak: "Eger isin gerçegini düsünüp anlayan kisiler olsaniz (itiraf edersiniz ki) O, göklerin, yerin ve ikisi arasinda bulunan her seyin Rabbi´dir."
24
(Firavun) etrafinda bulunanlara: "Isitmiyor musunuz?" dedi.
25
Musa dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, daha önce ki atalarinizin da Rabbidir."
26
(Firavun): "Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir" dedi.
27
Musa devamla söyle söyledi: "Sayet aklinizi kullansaniz (anlarsiniz ki), O, dogunun, batinin ve ikisinin arasinda bulunanlarin Rabbidir."
28
Firavun: "Benden baskasini ilâh tutarsan, andolsun ki seni zindana kapatilmislardan ederim" dedi.
29
Musa sordu: "Sana apaçik bir sey getirmis olsam da mi?"
30
Firavun: "Haydi getir onu bakayim, dogrulardan isen" dedi.
31
Bunun üzerine Musa asâsini birakiverdi; apaçik bir ejderha oluverdi.
32
Elini de (koynundan) çekti çikardi; bakanlara bembeyaz (görünen, nur saçan bir sey) oluverdi.
33
Firavun çevresinde bulunan ileri gelenlere: "Bu dedi, herhalde çok bilgili bir sihirbaz!"
34
"Sizi sihriyle yurdunuzdan çikarmak istiyor. Simdi ne buyurursunuz?"
35
Dediler ki: "Bunu ve kardesini egle, sehirlere de toplayicilar gönder."
36
"Bütün bilgiç sihirbazlari sana getirsinler."
37
Böylece, sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde bir araya getirildi.
38
Halka, "Siz de toplaniyor musunuz? (Haydi çabuk olun)" denildi.
39
"Üstün gelirlerse herhalde sihirbazlara uyariz" dediler.
40
Sihirbazlar geldiklerinde Firavun´a "Sayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardir, degil mi?" dediler.
41
Firavun cevaben: "Evet, o takdirde hiç süphe etmeyin, gözde kimselerden olacaksiniz" dedi.
42
Musa onlara "Atin, ne atacaksaniz" dedi.
43
Bunun üzerine iplerini ve degneklerini attilar ve "Firavun´un kudreti hakki için süphesiz elbette bizler galip gelecegiz" dediler.
44
Ardindan Musa asâsini atti; bir de ne görsünler, onlarin uydurduklarini yutuyor!
45
Sihirbazlar derhal secdeye kapandilar.
46
"Iman ettik, dediler, Âlemlerin Rabbine "
47
"Musa ve Harun´un Rabbine!"
48
Firavun (kizginlik içinde) dedi ki: "Ben size izin vermeden O´na iman ettiniz ha! Anlasildi ki o size sihri ögreten büyügünüzmüs! Ama simdi bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarinizi çaprazlama ke stirecegim, hepinizi çarmiha gerdirecegim!"
49
"Zarari yok dediler nasil olsa biz Rabbimize dönecegiz."
50
"Herhalde biz müminlerin evveli oldugumuzdan dolayi, Rabbimizin bize magfiret buyuracagini ümit ederiz"
51
Biz, Musa´ya: "Kullarimi geceleyin yola çikar, çünkü takip edileceksiniz" diye vahyettik.
52
Firavun da sehirlere (asker) toplayicilar gönderdi:
53
"Esasen bunlar, sayilari azar azar, bölük pörçük bir cemaattir."
54
"(Böyle iken) hakkimizda çok gayz (öfke) besliyorlar. "
55
"Biz ise, elbette uyanik (ve tekvücut) bir cemaatiz." (diyor ve dedirtiyordu.)
56
Ama (sonunda) biz, onlari (Firavun ve kavmini) bahçelerden, pinarlardan,
57
Hazinelerden ve serefli makamlardan çikardik.
58
Ve onlara Israil ogullarini mirasçi yaptik.
59
Derken (Firavun ve adamlari) günes dogmustu ki, onlarin ardina düstüler.
60
Iki topluluk birbirini görünce, Musa´nin adamlari "Eyvah, yakalandik! dediler.
61
Musa: "Hayir, aslâ! dedi, Rabbim süphesiz benimledir, bana yolunu gösterecektir."
62
Bunun üzerine Musa´ya "Vur asân ile denize" diye vahyettik; vurunca bir infilak etti, her bölük koca bir dag gibi oluverdi,
63
Ötekilerini de buraya yanastirivermistik.
64
Musa ve beraberindekilerin hepsini kurtardik,
65
Sonra da ötekileri suda bogduk.
66
Süphesiz bunda bir âyet (ibret) vardir; ama çoklari iman etmis degillerdir.
67
Ve süphesiz, iste o Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
68
(Resulüm!) onlara Ibrahim´in kissasini da naklet.
69
Hani o, babasina ve kavmine, "Neye tapiyorsunuz?" demisti.
70
"Birtakim putlara tapariz da onlar sayesinde toplaniriz" dediler.
71
Ibrahim "Peki, dedi, yalvardiginizda onlar sizi isitiyorlar mi?"
72
"Veya size fayda veya zararlari olur mu?"
73
"Yok, dediler, ama biz babalarimizi böyle yapar bulduk."
74
(75-76) Ibrahim dedi ki: "Iyi ama, ister sizin, ister önceki atalarinizin olsun, neye taptiginizi (biraz olsun) düsündünüz mü?"
75
(75-76) Ibrahim dedi ki: "Iyi ama, ister sizin, ister önceki atalarinizin olsun, neye taptiginizi (biraz olsun) düsündünüz mü?"
76
"Hep onlar benim düsmanimdir; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur)"
77
"O ki, beni yaratan ve bana dogru yolu gösterendir,"
78
"Beni yediren, içirendir,"
79
"Hastalandigim zaman bana O, sifâ verir."
80
"O ki, benim canimi alacak, sonra diriltecektir. "
81
"Ve hesap günü, hatami bagislayacagini umdugumdur."
82
"Ya Rab! Bana hikmet (hüküm) ver ve beni iyiler (zümresin)e kat."
83
"Sonra gelecekler içinde beni dogrulukla anilanlardan eyle!"
84
"Ve beni naîm (nimeti bol) cennetin varislerinden eyle!"
85
"Babami da bagisla, çünkü o yanlis gidenlerdendir. "
86
"(Insanlarin) diriltilecekleri gün, beni mahcub etme."
87
"O gün ki ne mal fayda verir ne ogullar!"
88
"Ancak Allah´a temiz bir kalple gelenler o günde (kurtulusa erer)."
89
(O gün) Cennet müttakilere yaklastirilmistir.
90
Azginlar için de cehennem hortlatilmistir.
91
(92-93) Onlara, "Allah´i birakip da taptiklariniz, hani nerede? Size yardim edebiliyorlar mi veya kendilerini kurtarabiliyorlar mi?" denilir.
92
(92-93) Onlara, "Allah´i birakip da taptiklariniz, hani nerede? Size yardim edebiliyorlar mi veya kendilerini kurtarabiliyorlar mi?" denilir.
93
Ve arkasindan hep onlar (putlar ve azginlar) o cehennemin içine firlatilmaktadirlar.
94
(95-96) Ve bütün o Iblis ordulari onun içinde birbirleriyle çekisirlerken dediler ki:
95
(95-96) Ve bütün o Iblis ordulari onun içinde birbirleriyle çekisirlerken dediler ki:
96
"Vallahi biz, gerçekten apaçik bir sapiklik içindeymisiz."
97
"Çünkü biz sizi, âlemlerin Rabbi ile bir seviyede tutuyorduk."
98
"Ve bizi hep o günahkarlar saptirdi."
99
"Bak bizim için ne sefaatçiler var,"
100
"Ne de yakin bir dost."
101
"Ah keske (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de, müminlerden olabilseydik."
102
Süphesiz bunda bir âyet (alinacak bir ders) vardir; oysa çoklari iman etmis degillerdir.
103
Ve süphesiz Rabbin, iste O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
104
Nuh kavmi de peygamberleri yalancilikla itham etti.
105
Hani kardesleri Nuh onlara söyle demisti: "Siz Allah´tan korkmaz misiniz?"
106
"Haberiniz olsun ki ben, size gönderilmis güvenilir bir Peygamberim.
107
"Gelin artik, Allah´tan korkun ve bana itaat edin."
108
"Buna karsilik ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafaatimi verecek olan ancak, âlemlerin Rabbidir."
109
"Gelin, artik, Allah´tan korkun ve bana itaat edin."
110
"Â, dediler, senin ardina hep düsük kimseler düsmüsken, biz sana hiç inanir miyiz?"
111
Nuh dedi ki: "Onlarin yaptiklari hakkinda bir bilgim yoktur."
112
"Onlarin hesabi ancak Rabbime aittir. Düsünsenize!"
113
"Hem ben iman edenleri kovmaya memur degilim."
114
"Ben ancak apaçik bir uyariciyim."
115
Dediler ki: "Ey Nuh! Eger vazgeçmezsen, iyi bil ki, tasa tutulanlardan olacaksin!"
116
Nuh: "Rabbim! dedi, kavmim beni yalancilikla itham etti."
117
"Artik benimle onlarin arasinda sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar."
118
Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide tasiyarak kurtardik.
119
Sonra da arkasinda kalanlari suda bogduk.
120
Süphesiz bunda mutlak bir âyet (alinacak ders) vardir; ama çoklari iman etmis degillerdir.
121
Ve süphesiz Rabbin, iste O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
122
Âd (kavmi) de peygamberleri yalancilikla itham etti.
123
Hani kardesleri Hûd onlara söyle demisti: "Siz Allah´tan korkmaz misiniz?"
124
"Haberiniz olsun ki ben, size gönderilmis, güvenilir bir Peygamberim."
125
"Gelin artik Allah´tan korkun ve bana itaat edin."
126
"Buna karsilik ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafatimi verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir. "
127
"Siz her tepeye bir alâmet bina edip eglenir durur musunuz?"
128
"Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz?"
129
"Hem tuttugunuz zaman merhametsiz zorbalar gibi tutuyorsunuz."
130
"Artik Allah´tan korkun ve bana itaat edin."
131
"O Allah´tan korkun ki, size o bildiginiz seyleri vermekte,"
132
"Davarlar, ogullar,"
133
"Cennet gibi baglar, bahçeler, pinarlar ihsan etmektedir."
134
"Cidden ben sizin hakkinizda büyük bir günün azabindan korkuyorum."
135
"Dediler ki: "Sen ha vaaz etmissin, ha vaaz edenlerden olmamissin, bizce birdir."
136
"Bu sirf eskilerin âdetidir."
137
"Biz azaba ugratilacak da degiliz."
138
Böylece onu yalanci saydilar; biz de kendilerini helak ettik. Süphesiz bunda mutlak bir âyet (alinacak bir ders) vardir, ama çoklari iman etmis degillerdir.
139
Ve süphesiz Rabbin, iste O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
140
Semûd (kavmi) de peygamberleri yalancilikla itham etti.
141
Hani kardesleri Salih onlara söyle demisti: "Siz Allah´tan korkmaz misiniz?"
142
"Haberiniz olsun ki ben size gönderilmis güvenilir bir peygamberim."
143
"Gelin artik, Allah´tan korkun ve bana itaat edin."
144
"Buna karsilik ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafatimi verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir."
145
"Siz burada güven içinde birakilacak misiniz?"
146
"Bahçelerin, pinarlarin içinde,"
147
"Ekinlerin, salkimlari sarkmis hurmalar arasinda,"
148
Ki bir de daglardan keyifli keyifli kâsâneler oyuyorsunuz."
149
"Gelin! Allah´tan korkun da bana itaat edin."
150
(151-152) "Yeryüzünde bozgunculuk yapip dirlik düzenlik vermeyen bozguncularin emrine uymayin."
151
(151-152) "Yeryüzünde bozgunculuk yapip dirlik düzenlik vermeyen bozguncularin emrine uymayin."
152
"Sen dediler, olsa olsa iyice büyülenmis birisin!"
153
"Sen de ancak bizim gibi bir besersin. Eger dogru söyleyenlerden isen, haydi bize bir âyet (mucize) getir."
154
Salih "Iste (mucize) bu disi devedir; su içme hakki (bir gün) onundur, belli bir günün içme hakki da sizin" dedi.
155
"Sakin ona bir kötülükle ilismeyin, yoksa sizi büyük bir günün azabi yakalayiverir."
156
Derken onu kestiler; fakat pisman da oldular.
157
Çünkü kendilerini azap yakalayiverdi. Süphesiz bunda bir âyet (alinacak bir ders) vardir, ama çoklari iman etmis degillerdir.
158
Ve süphesiz Rabbin, iste O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
159
Lût (kavmi) de peygamberleri yalancilikla itham etti.
160
Hani kardesleri Lût onlara söyle demisti: "Siz Allah´tan kormaz misiniz?"
161
"Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmis güvenilir bir peygamberim."
162
"Gelin artik, Allah´tan korkun ve bana itaat edin."
163
"Buna karsilik ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatimi verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir."
164
"Insanlar içinden erkeklere mi gidiyorsunuz?"
165
"Birakiyorsunuz da sizler için yarattigi esleri! Dogrusu siz insanliktan çikmis bir kavimsiniz!"
166
Onlar söyle dediler: "Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bilki, sürülenlerden olacaksin."
167
Lût "Dogrusu ben, dedi, sizin bu isinize bugzedenlerdenim."
168
"Yâ Rabbi! Beni ve ailemi onlarin yapageldiklerin(in vebalin)den kurtar."
169
Biz de onu ve ailesinin tamamini kurtardik,
170
Ancak (geride) bir yasli kadin kaldi.
171
Sonra geridekilerin hepsini helak ettik.
172
Ve üzerlerine öyle bir yagmur yagdirdik ki, (uyarilanlarin) o yagmuru ne kötü bir yagmurdu!
173
Süphesiz bunda bir âyet (alinacak bir ders) vardir. Ama çoklari iman etmis degillerdir.
174
Ve süphesiz Rabbin, iste O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
175
Eyke halki da peygamberleri yalancilikla itham etti.
176
Hani Suayb onlara söyle demisti: "Siz Allah´tan korkmaz misiniz?"
177
"Haberiniz olsun ki ben size gönderilmis güvenilir bir peygamberim."
178
"Gelin, Allah´tan korkun ve bana itaat edin."
179
"Buna karsilik ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatimi verecek olan yalniz âlemlerin Rabbidir."
180
"Ölçegi tam ölçün de hak yiyenlerden olmayin."
181
"Ve dogru terazi ile tartin."
182
"Halkin esyalarini degerinden düsürmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karisiklik çikarmayin."
183
"O sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan Allah´tan korkun."
184
Onlar söyle dediler: "Sen, olsa olsa iyice büyülenmis birisin."
185
"Sen de bizim gibi bir beserden baska nesin? Bil ki, biz seni ancak yalancilardan biri sayiyoruz."
186
"Sayet dogru sözlülerden isen, üstümüze gökten bir parça düsürüver."
187
Suayb, "Rabbim, yaptiklarinizi en iyi bilendir" dedi.
188
Hülasa, onu yalanci saydilar da kendilerini o gölge gününün azabi yakalayiverdi. O cidden büyük bir günün azabi idi!
189
Süphesiz bunda bir âyet (alinacak bir ders) vardir. Ama çoklari iman etmis degillerdir.
190
Ve süphesiz Rabbin, iste O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
191
Ve muhakkak ki bu (Kur´ân) âlemlerin Rabbinin indirmesidir.
192
(Resulüm!) Onu Rûhu´l-emin (Cebrail) indirdi;
193
Uyaricilardan olasin diye senin kalbin üzerine;
194
Açik parlak bir Arapça lisan ile.
195
O, süphesiz daha öncekilerin kitaplarinda da vardi.
196
Israilogullari bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir âyet (delil) degil midir?
197
(198-199) Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu o okusaydi, yine de ona iman etmezlerdi.
198
(198-199) Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu o okusaydi, yine de ona iman etmezlerdi.
199
(200-201) Böylece onu günahkarlarin kalplerine soktuk. (okuyup anladilar, ama yine de) acikli azabi görünceye kadar ona iman etmezler.
200
(200-201) Böylece onu günahkarlarin kalplerine soktuk. (okuyup anladilar, ama yine de) acikli azabi görünceye kadar ona iman etmezler.
201
Iste bu (azab) onlara, kendileri farkinda olmadan, ansizin geliverecektir.
202
O zaman "Bize (iman etmemiz için) mühlet verilir mi acaba?...diyeceklerdir.
203
(Oysa dünyada iken) Onlar bizim azabimizi çarçabuk istiyorlardi.
204
Gördün ya artik onlara senelerce zevk ettirsek,
205
Sonra kendilerine vaad edilen (azab) gelip çatarsa,
206
O yasadiklari zevkin kendilerine hiçbir faydasi olmayacaktir.
207
Bununla birlikte, biz hangi memleketi helak ettikse muhakkak onu uyarici (peygamberleri) olmustur.
208
(Onlar) ihtar edilmistir ve biz zulmetmis degiliz.
209
Onu (Kur´ân´i) seytanlar indirmedi.
210
Bu onlara hem yarasmaz hem güçleri yetmez.
211
Süphesiz onlar vahyi isitmekten uzak tutulmuslardir.
212
O halde sakin Allah ile beraber baska tanriya kulluk edip yalvarma, yoksa azaba ugratilanlardan olursun.
213
(Önce) en yakin hisimlarini uyar.
214
Ve sana uyan müminlere kanadini indir.
215
Sayet sana karsi gelirlerse, de ki: "Ben sizin yaptiklarinizdan muhakkak uzagim."
216
Sen O, mutlak galip ve engin merhamet sahibine güvenip dayan.
217
O ki, (gece namaza) kalktigin zaman seni görüyor.
218
Ve secde edenler arasinda dolasmani da (görüyor.)
219
Çünkü her seyi isiten, her seyi bilen O´dur.
220
Seytanlarin kime inecegini size haber vereyim mi?
221
Onlar, günaha, iftiraya düskün olan herkesin üzerine inerler.
222
Onlar, (seytanlara) kulak verirler ve onlarin çogu yalancidir.
223
Sairler(e gelince), onlara da sapiklar uyar.
224
(225-226) Onlarin her vadide saskin saskin dolastiklarini ve gerçekte yapmadiklari seyleri söylediklerini görmedin mi?
225
(225-226) Onlarin her vadide saskin saskin dolastiklarini ve gerçekte yapmadiklari seyleri söylediklerini görmedin mi?
226
Ancak iman edip iyi ameller isleyenler, Allah´i çok çok ananlar ve haksizliga ugratildiklarinda kendilerini savunanlar müstesna; haksizlik edenler, hangi dönüse (hangi akibete) döndürüleceklerini yakinda bileceklerdir.
227