Kuran.com

معاني القرآن

search

Taha Suresi

    Tâ, Hâ, End of Ayah 1 Ey Muhammed! Kur´ân´i sana sikintiya düsesin diye indirmedik. End of Ayah 2 Ancak Allah´tan korkan kimse için bir ögüt olarak (indirdik.) End of Ayah 3 Yeri ve yüce gökleri yaratanin katindan yavas yavas bir indirilisle (onu) indirdik. End of Ayah 4 O Rahmân (kudret ve hakimiyyetiyle) Ars´a hakim oldu. End of Ayah 5 Bütün göklerde olanlar, bütün yerdekiler, bu ikisinin arasinda ve topragin altida bulunanlar O´nundur. End of Ayah 6 Sen (Allah´a ettigin dua ve zikirle) sesini yükseltirsen (bilki Allah bundan mustagnîdir.). Çünkü O süphesiz gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. End of Ayah 7 Allah O´dur ki, kendisinden baska hiçbir ilâh yoktur. En güzel isimler O´nundur. End of Ayah 8 (Habîbim!) Musa´nin (basindan geçen hayat) hikayesi sana geldi mi? End of Ayah 9 Hani o bir ates görmüstü de, ailesine: "Yerinizde durun, benim gözüme bir ates ilisti, belki size bir kor getiririm, yahut atesin yaninda bir yol gösterici bulurum" demisti. End of Ayah 10 Atese vardigi zaman söyle çagrildi: "Ey Musa! End of Ayah 11 "Ben süphesiz senin Rabbinim. Hemen ayakkabilarini çikar, çünkü sen kutsal bir vadi olan Tuvâ´dasin." End of Ayah 12 "Ben seni seçtim, simdi (sana) vahyolunacak seyleri dinle." End of Ayah 13 Süphesiz ben Allah´im, benden baska hiçbir ilâh yoktur. Onun için bana kulluk et ve beni anmak için namaz kil. End of Ayah 14 Çünkü kiyamet muhakkak gelecektir. Onun vaktini gizli tutuyorum ki, herkes yaptiginin karsiligini görsün. End of Ayah 15 Sakin kiyamete inanmayip, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alikoymasin; sonra helak olursun. End of Ayah 16 Ey Musa! Sag elindeki nedir? End of Ayah 17 Musa dedi: "O benim asâm (degnegim) dir, ona dayanirim, onunla davarlarima yaprak silkerim ve onda baska hacetlerim (faydalanacagim seyler) de var" End of Ayah 18 Allah: "Ey Musa! onu (yere) birak"dedi. End of Ayah 19 Musa da onu birakti, bir de ne görsün! o bir yilan olmus kosuyor. End of Ayah 20 Allah buyurdu ki: "Tut onu, korkma; biz onu yine eski durumuna çevirecegiz" End of Ayah 21 "Bir de diger bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çiksin." End of Ayah 22 "Bunlari sana en büyük mucizelerimizden (bir kismini) gösterelim diye yaptik." End of Ayah 23 "Firavun´a git, çünkü o hakikaten azdi." End of Ayah 24 Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Benim gögsüme genislik ver, End of Ayah 25 Isimi kolaylastir, End of Ayah 26 Dilimden dügümü çöz End of Ayah 27 Ki, sözümü iyi anlasinlar. End of Ayah 28 Bir de bana ailemden bir vezir ver. End of Ayah 29 Kardesim Harun´u (ver). End of Ayah 30 Onunla arkami kuvvetlendir. End of Ayah 31 (Elçilik) isimde onu bana ortak et. End of Ayah 32 Ki seni çok tesbih edelim. End of Ayah 33 Seni çok analim. End of Ayah 34 Süphe yok ki sen bizi görüp duruyorsun." End of Ayah 35 Allah buyurdu: "Ey Musa! Diledigin (seyler) sana verildi." End of Ayah 36 "And olsun biz, sana diger bir defa daha ihsan etmistik" End of Ayah 37 Hani bir vakit ilham edilmesi gereken (ancak ilham ile bilinebilen) su ilhami annene verdik: End of Ayah 38 "Onu (Musa´yi) tabut içine koy da denize birak. Deniz de onu sahile atsin. Onu hem bana düsman, hem ona düsman olan biri alsin." Bir de benim gözetimim altinda yetistirilmen için, üzerine katimdan bir sevgi birakmistim. (Ey Musa!) End of Ayah 39 Hani kiz kardesin (Firavun´un sarayina) giderek: "Ona bakacak birini size buluvereyim mi? diyordu. Böylece seni tekrar annene verdik ki, gözü aydin olsun da kederlenmesin. Hem sen, bir adam öldürdün de seni gamdan kurtardik. Seni çesitli musibetlerle imtihan ettik. Bu sebeple yillarca Medyen halki içinde kaldin. Sonra ey Musa! Belli bir çaga (peygamberlik görevini yüklenecek bir yasa) geldin. End of Ayah 40 Ben, seni kendime (peygamber) seçtim. End of Ayah 41 Sen kardesinle birlikte mucizelerimle git. Ikiniz de beni anmakta gevseklik etmeyin. End of Ayah 42 Firavun´a gidin, çünkü o gerçekten azdi. End of Ayah 43 Varin da ona yumusak söz söyleyin; olur ki, ögüt dinler, yahut korkar. End of Ayah 44 (Musa ile Harun) "Rabbimiz! Onun bize kötülük yapmasindan veya azginligini artirmasindan korkariz" dediler. End of Ayah 45 Allah buyurdu ki: "Korkmayin, zira ben sizinle beraberim, isitir ve görürüm." End of Ayah 46 Hemen gidin de Firavun´a deyin ki: "Biz Rabbinin (sana gönderilen) elçileriyiz. Artik Israilogullari´ni bizimle gönder, onlara azab etme; biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik. Selam dogru yolda gidenleredir." End of Ayah 47 "Bize kesin olarak vahyolundu ki, azab süphesiz (gerçegi) inkâr edip ona sirt çevirenleredir." End of Ayah 48 Firavun: "Ey Musa! Sizin Rabbiniz kimdir?" dedi. End of Ayah 49 Musa: "Bizim Rabbimiz her seye seklini veren, sonra da yolunu gösterendir." dedi. End of Ayah 50 Firavun : "Öyleyse geçmis asirlar (daki insanlar)in durumu nedir?" dedi. End of Ayah 51 Musa dedi ki: "Onlarin bilgisi Rabbimin katinda bir kitapta (yazili)dir. Rabbim yanlis yapmaz ve unutmaz." End of Ayah 52 "Yeryüzünü sizin için bir dösek yapan, oradan sizin için yollar açan ve gökten bir su indiren O´dur." Iste biz o su ile türlü türlü bitkilerden çiftler çikardik. End of Ayah 53 Hem siz yiyin, hem de hayvanlarinizi otlatin. Akil sahibleri için bunda nice ibretler vardir! End of Ayah 54 Sizi yerden (topraktan) yarattik, yine (ölümünüzden sonra) ona döndürecegiz. Hem de ondan sizi bir kere daha çikaracagiz. End of Ayah 55 And olsun ki, biz, Firavun´a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o yine onlari yalan sayip kabulden çekindi. End of Ayah 56 (Firavun Musa´ya söyle) dedi: "Ey Musa! Sen sihrinle bizi yerimizden çikarmak için mi geldin bize?" End of Ayah 57 "O halde biz de senin sihrin gibi bir sihirle sana gelecegiz (karsina çikacagiz); simdi bizimle senin aranda bir vakit ve bir bulusma yeri tayin et ki; ne senin, ne bizim caymayacagimiz uygun bir yer olsun." End of Ayah 58 Musa: "Sizinle bulusma zamani, süs (bayrami) günü ve insanlarin toplanacagi kusluk vaktidir." dedi. End of Ayah 59 Bunun üzerine Firavun döndü gitti ve bütün hile vasitalarini topladiktan sonra geldi. End of Ayah 60 Musa onlara dedi ki: "Yaziklar olsun size! Allah´a yalan uydur mayin. Sonra bir azab ile kökünüzü keser. Gerçekten (Allah´a) iftira eden hüsrana ugramistir." End of Ayah 61 Sihirbazlar aralarinda islerini tartistilar ve konusmalarini gizli tuttular End of Ayah 62 (Sihirbazlar daha sonra Musa ve Harun´u göstererek söyle) dediler: "Bu ikisi muhakkak sihirbazdir; büyüleriyle sizi yurdunuzdan çikarmak ve de örnek dininizi yok etmek istiyorlar." End of Ayah 63 "Onun için bütün tuzaklarinizi bir araya getirin, sonra hep bir sira halinde gelin. Bugün üstün gelen muhakkak zafer kazanmistir." End of Ayah 64 Sihirbazlar: "Ey Musa! Ya sen at, yahud ilk atan biz olalim" dediler. End of Ayah 65 Musa dedi ki: "Hayir, siz atin." Bir de ne görsün! Onlarin ipleri ve degnekleri, yaptiklari sihirden ötürü kendisine sanki yürüyorlarmis gibi geldi. End of Ayah 66 Bu yüzden Musa içinde bir korku hissetti. End of Ayah 67 Biz dedik ki: "Korkma, çünkü sen muhakkak üstünsün (galib geleceksin) " End of Ayah 68 "Sag elindekini ativer, o, onlarin yaptiklarini yutar. Çünkü onlarin yaptiklari ancak bir büyücü tuzagidir. Büyücü ise, her nerede olursa olsun basariya ulasamaz." End of Ayah 69 Sonunda bütün sihirbazlar secdeye kapandilar, "Musa ile Harun´un Rabbine iman ettik" dediler. End of Ayah 70 Firavun: "Ben size izin vermeden mi ona iman ettiniz? O, muhakkak size sihir ögreten büyügünüzdür. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarinizi çaprazlama kesecegim ve muhakkak sizi hurma dallarina asacagim. Böylece hangimizin azabinin daha siddetli ve devamli oldugunu bileceksiniz" dedi. End of Ayah 71 (Iman eden sihirbazlar söyle) dediler: "Bize gelen bu açik mucizeler ve bizi yaratana karsi, asla seni tercih edemeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatina hükmedebilirsin." End of Ayah 72 "Dogrusu biz hem günahlarimiza, hem bizi zorladigin sihre karsi, bizi bagislasin diye, Rabbimize iman ettik. Allah (sevabça senden) daha hayirli ve (azab verme bakimindan da) daha devamlidir." End of Ayah 73 Her kim Rabbine suçlu olarak varirsa, süphesiz ki ona cehennem vardir. Orada ne ölür, ne de dirilir. End of Ayah 74 Kim de ona bir mümin olarak salih ameller islemis oldugu halde varirsa, iste onlara en yüksek dereceler vardir. End of Ayah 75 Adn cennetleri vardir ki, altlarindan irmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalacaklardir. Ve iste bu, (küfür ve isyandan) arinanlarin mükafatidir. Meâl-i Serifi End of Ayah 76 Gerçekten Musa´ya söyle vahyettik: "Kullarimla geceleyin yürü (Misir´dan çik) de (asâni vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artik firavun tarafindan) yetisilmekten korkmazsin ve (bogulmaktan) endise de etmezsin." End of Ayah 77 Firavun ordulariyla hemen onlari takip etti, denizden kendilerini sariveren (korkunç bogulma) sariverdi End of Ayah 78 Böylece Firavun kavmini yanlis yola sürükledi ve dogru yola götürmedi. End of Ayah 79 Ey Israilogullari! Sizleri düsmaninizdan kurtardik ve Tûr daginin sag yaninda size söz verdik, üzerinize de kudret helvasi ve bildircin indirdik. End of Ayah 80 Size verdigimiz riziklarin en temizlerinden yiyin ve bunda taskinlik etmeyin, sonra üzerinize gazabim iner. Kimin üzerine de gazabim inerse, muhakkak o mahvolur. End of Ayah 81 Bununla beraber, süphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel isleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bagislayiciyim. End of Ayah 82 "Ey Musa! Seni kavminden (ayirip) daha çabuk (gelmeye) sevkeden nedir?" (dedik.) End of Ayah 83 Musa: "Onlar benim izimdeler (arkamdan beni takip edip geliyorlar). Ben sana acele ettim (geldim) ki, hosnud olasin" dedi. End of Ayah 84 Allah: "Dogrusu biz senden sonra kavmini imtihan ettik. Sâmirî onlari saptirdi" dedi. End of Ayah 85 Hemen Musa öfkeli ve üzgün olarak kavmine döndü (onlara söyle) dedi: "Ey kavmim! Rabbiniz size güzel bir vaad ile söz vermedi mi? Size bu süre mi çok uzun geldi, yoksa Rabbinizden size bir gazab inmesini arzu ettiniz de mi, bana olan vaadinizden caydiniz?" End of Ayah 86 Onlar dediler ki: "Biz sana verdigimiz sözden, kendiligimizden caymadik. Fakat biz o (Kibtî) kavminin süs esyasindan bir takim agirliklar yüklenmistik. Onlari (atese) attik. Sâmirî de (kendi mücevheratini) böylece atmisti." End of Ayah 87 Nihayet Sâmirî onlara bögüren bir buzagi heykeli ortaya çikardi. Bunun üzerine Sâmirî ve adamlari: "Iste sizin de, Musa´nin da ilâhi budur, ama o unuttu" dediler. End of Ayah 88 Onlar görmüyorlar miydi ki, o buzagi, kendilerine hiçbir sözle karsilik veremiyor; onlara ne bir zarar, ne de bir yarar vermeye sahip bulunamiyordu. End of Ayah 89 And olsun ki Harun daha önce onlara: "Ey kavmim! Siz bununla (buzagi ile) imtihana çekildiniz. Sizin gerçek Rabbiniz Rahmân´dir. Gelin bana uyun ve emrime itaat edin" demisti. End of Ayah 90 Onlar (cevap olarak söyle) demislerdi: "Musa bize dönüp gelinceye kadar, biz ona tapmaya elbette devam edecegiz." End of Ayah 91 (Musa gelince kardesine söyle) dedi: "Ey Harun! bunlarin sapikliga düstügünü gördügün vakit, seni engelleyen ne oldu?" End of Ayah 92 "(Neden) benim yolumu takip etmedin, benim emrime karsi mi geldin?" End of Ayah 93 Harun: "Ey anamin oglu! Sakalimi ve basimi (saçimi) tutma. Ben senin ´Israilogullari arasinda ayrilik çikardin, sözüme bakmadin´ diyeceginden korktum." dedi. End of Ayah 94 (Hz. Musa bu defa Sâmirî´ye dönerek) "Ey Sâmirî! Senin bu yaptigin nedir?" dedi. End of Ayah 95 Sâmirî: "Onlarin görmedikleri bir sey gördüm: (Sana gelen) ilâhî elçinin (Cebrail´in) izinden bir avuç (toprak) aldim ve onu (erimis mücevheratin içine) attim. Bunu, bana böylece nefsim hos gösterdi" dedi. End of Ayah 96 (Musa ona söyle) dedi: "Haydi çekil git. Artik senin için hayat boyunca, ´benimle temas yok´ diye söylemen var (bir vahsi gibi yapayalniz yasamaga mahkum olacaksin). Hem senin için asla kaçamayacagin bir ceza daha vardir. Bir de ibadet edip durdugun ilâhina bak; elbette biz onu yakacagiz, sonra da kül edip muhakkak onu denize savuracagiz." End of Ayah 97 Sizin ilâhiniz, ancak kendisinden baska hiçbir ilâh bulunmayan Allah´dir. Onun ilmi her seyi kusatmistir. End of Ayah 98 (Ey Muhammed!) Sana geçmisin haberlerinden bir kismini böylece anlatiyoruz. Süphe yok ki, sana katimizdan bir zikir (düsünüp kendisinden ibret alinacak bir kitab) verdik. End of Ayah 99 Kim ondan yüz çevirirse, süphesiz o, kiyamet günü bir günah yüklenecektir. End of Ayah 100 Devamli o azabin altinda kalacaklar. Kiyamet günü onlar için, bu ne fena bir yüktür! End of Ayah 101 Sûr´a üfürülecegi gün ki biz suçlulari o gün, (gözleri korkudan) gögermis olarak mahserde toplayacagiz. End of Ayah 102 "Siz dünyada sadece on(gün) kaldiniz" diye kendi aralarinda gizli gizli konusurlar. End of Ayah 103 Aralarinda ne konusacaklarini biz çok iyi biliriz. Görüsü en üstün olan: "Ancak bir gün kaldiniz" diyecektir. End of Ayah 104 (Ey Muhammed!) Sana daglar(in kiyametteki durumunu) sorarlar, de ki: "Rabbim onlari ufalayip savuracak." End of Ayah 105 "Böylece yerlerini dümdüz bos bir halde birakacak." End of Ayah 106 "Orada ne bir çukur, ne de bir tümsek göreceksin." End of Ayah 107 O gün, hiçbir tarafa sapmadan o davetçiye (Sûr´a üfleyenin çagrisina) uyarlar. Öyleki, Rahmân´in heybetinden sesler kisilmistir. Artik bir fisiltidan baska hiçbir sey isitemezsin. End of Ayah 108 O gün, Rahmân´in kendisine izin verdigi ve sözünden hosnud oldugu kimselerden baskasinin sefaati fayda vermez. End of Ayah 109 Allah, onlarin geleceklerini de, geçmislerini de bilir. Onlar ise O´nu ilmen kavrayamazlar. End of Ayah 110 Bütün yüzler, diri ve bütün yarattiklarini gözetip duran Allah´a bas egmistir. Bir zulüm yüklenen gerçekten hüsrana ugramistir. End of Ayah 111 Her kim de mümin olarak salih amelleri islerse, artik o, ne bir haksizliktan ve ne de çignenmekden korkar. End of Ayah 112 Iste böylece biz onu Arapça bir Kur´ân olarak indirdik. Onda tehditlerden nice türlüsünü tekrar tekrar açikladik ki belki sakinirlar, yahut onlara bir ibret ve uyanis verir. End of Ayah 113 Hükmü her yerde geçerli gerçek hükümdar olan Allah yücedir. (Ey Muhammed!) Kur´ân sana vahyedilirken, vahiy bitmeden önce (unutma korkusu ile) Kur´ân´i okumada acele etme; "Rabbim! benim ilmimi artir" de. End of Ayah 114 Dogrusu bundan önce Âdem´e (bu agaçtan yeme diye) emrettik, fakat unuttu ve biz onda bir azim (bir kararlilik) bulmadik. End of Ayah 115 Bir vakit meleklere: "Âdem(e hürmet) için secde edin" demistik; Iblis´ten baska hepsi secde etmis, o çekinmisti. End of Ayah 116 Biz de (Âdem´e) söyle demistik: "Ey Âdem! Süphesiz bu (Iblis) sana ve esine düsmandir. Sakin sizi cennetten çikarmasin, sonra bedbaht olursun (sikinti çeker, perisan olursun)." End of Ayah 117 "Dogrusu senin acikmaman ve çiplak kalmaman (ancak) cennettedir. " End of Ayah 118 Ve sen orada ne susarsin, ne de günesin sicaginda kalirsin" End of Ayah 119 Nihayet seytan ona vesvese verdi. Söyle dedi: "Ey Âdem! Sana sonsuzluk agacini ve çökmesi olmayan bir saltanati göstereyim mi?" End of Ayah 120 Bunun üzerine ikisi de o agaçtan yediler. Hemen ayip yerleri kendilerine açilip görünüverdi. Ve üzerlerine cennet yapragindan örtüp yamamaya basladilar. Âdem Rabbinin emrinden çikti da sasirdi. End of Ayah 121 Sonra Rabbi, onu seçti de tevbesini kabul buyurdu ve ona dogru yolu gösterdi. End of Ayah 122 Allah (onlara) söyle dedi: "Birbirinize düsman olmak üzere hepiniz oradan (cennetten) inin. Artik benden size bir hidayet (kitab) geldigi zaman, kim benim hidayetime uyarsa iste o, sapikliga düsmez ve (ahirette) zahmet çekmez. End of Ayah 123 Her kim de benim zikrimden (Kur´ân´dan) yüz çevirirse, (bilsin ki) ona dar bir geçim vardir ve onu kiyamet günü kör olarak hasrederiz. End of Ayah 124 (O zaman Kur´ândan yüz çeviren kimse) "Rabbim! beni niçin kör olarak hasrettin, oysa ben gören bir kimseydim" der. End of Ayah 125 Allah: "Böyledir, sana âyetlerimiz gelmisti de onlari sen unutmustun, bugün de öylece unutulursun" der. End of Ayah 126 Iste haddi asanlari, Rabbinin âyetlerine inanmayanlari biz böyle cezalandiririz. Ve muhakkak ki ahiret azabi (dünya azabindan) daha siddetli ve daha devamlidir. End of Ayah 127 Onlari, yerlerinde gezip durduklari su kendilerinden önce yok ettigimiz bunca nesiller(in o korkunç akibeti) dogru yola sevk etmedi mi? Dogrusu bunda ibret alacak akli olanlar için nice deliller vardir. End of Ayah 128 Eger Rabbinin verdigi bir hüküm ve tayin ettigi bir süre olmasaydi, hemen azaba ugrarlardi. End of Ayah 129 O halde, dediklerine sabret; günesin dogmasindan önce ve batmasindan önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin bir kisim vakitlerinde ve gündüzün etrafinda da tesbih et ki hosnudluga eresin. End of Ayah 130 Kâfirlerden bir kismina, onlari sinamak için dünya hayatinin zineti olarak verdigimiz ve onunla kendilerini geçindirdigimiz seye (mal ve saltanata) sakin ragbetle bakma. Rabbinin (ahiretteki) rizki daha hayirli ve daha devamlidir. End of Ayah 131 (Ey Muhammed!) Ehline namaz kilmalarini emret, kendin de ona sabirla devam et. Biz senden bir rizik istemiyoruz. Seni biz riziklandiririz. Güzel akibet takva sahiplerinindir. End of Ayah 132 (Inkâr edenler): "Rabbinden bize bir mucize getirse ya" dediler. Onlara önceki kitablarda olan apaçik deliller gelmedi mi? End of Ayah 133 Eger biz, onlari bundan (peygamber veya Kur´ân´dan) önce bir azab ile yok etseydik, muhakkak "Ey Rabbimiz! bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmadan önce âyetlerine uysaydik, olmaz miydi?" diyeceklerdi. End of Ayah 134 De ki: "Hepimiz beklemekteyiz, siz de bekleyedurun. Süphesiz düz yolun sahiplerinin kimler oldugunu ve kimlerin dogru yolda bulundugunu yakinda bileceksiniz. End of Ayah 135

Copyright © 2025 Kuran.com All Rights Reserved.

keyboard_arrow_up