Translation of Quran
Nebe Suresi
                                                    Birbirlerine neyi soruyorlar?  
                            
                                 1
                                
                            
                                                                                (2-3) (İnanıp inanmamakta) ayrılığa düştükleri büyük haberi mi?
                                
                                    1
                                
                            
                                                                                (2-3) (İnanıp inanmamakta) ayrılığa düştükleri büyük haberi mi?  
                            
                                 2
                                
                            
                                                                                (2-3) (İnanıp inanmamakta) ayrılığa düştükleri büyük haberi mi?
                                
                                    2
                                
                            
                                                                                (2-3) (İnanıp inanmamakta) ayrılığa düştükleri büyük haberi mi?  
                            
                                 3
                                
                            
                                                                                Hayır! Anlayacaklar!
                                
                                    3
                                
                            
                                                                                Hayır! Anlayacaklar!  
                            
                                 4
                                
                            
                                                                                Yine hayır! Onlar anlayacaklar!
                                
                                    4
                                
                            
                                                                                Yine hayır! Onlar anlayacaklar!  
                            
                                 5
                                
                            
                                                                                (6-7) Biz yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?
                                
                                    5
                                
                            
                                                                                (6-7) Biz yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?  
                            
                                 6
                                
                            
                                                                                (6-7) Biz yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?
                                
                                    6
                                
                            
                                                                                (6-7) Biz yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?  
                            
                                 7
                                
                            
                                                                                Sizi çifter çifter yarattık.
                                
                                    7
                                
                            
                                                                                Sizi çifter çifter yarattık.  
                            
                                 8
                                
                            
                                                                                Uykunuzu bir dinlenme kıldık.
                                
                                    8
                                
                            
                                                                                Uykunuzu bir dinlenme kıldık.  
                            
                                 9
                                
                            
                                                                                Geceyi bir örtü yaptık.
                                
                                    9
                                
                            
                                                                                Geceyi bir örtü yaptık.  
                            
                                 10
                                
                            
                                                                                Gündüzü de çalışıp kazanma zamanı kıldık.
                                
                                    10
                                
                            
                                                                                Gündüzü de çalışıp kazanma zamanı kıldık.  
                            
                                 11
                                
                            
                                                                                Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.
                                
                                    11
                                
                            
                                                                                Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.  
                            
                                 12
                                
                            
                                                                                (Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık.
                                
                                    12
                                
                            
                                                                                (Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık.  
                            
                                 13
                                
                            
                                                                                (14-16) Size tohumlar, bitkiler, (ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bağlar bahçeler yetiştirmek için üstüste yığılıp sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.
                                
                                    13
                                
                            
                                                                                (14-16) Size tohumlar, bitkiler, (ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bağlar bahçeler yetiştirmek için üstüste yığılıp sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.  
                            
                                 14
                                
                            
                                                                                (14-16) Size tohumlar, bitkiler, (ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bağlar bahçeler yetiştirmek için üstüste yığılıp sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.
                                
                                    14
                                
                            
                                                                                (14-16) Size tohumlar, bitkiler, (ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bağlar bahçeler yetiştirmek için üstüste yığılıp sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.  
                            
                                 15
                                
                            
                                                                                (14-16) Size tohumlar, bitkiler, (ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bağlar bahçeler yetiştirmek için üstüste yığılıp sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.
                                
                                    15
                                
                            
                                                                                (14-16) Size tohumlar, bitkiler, (ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bağlar bahçeler yetiştirmek için üstüste yığılıp sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.  
                            
                                 16
                                
                            
                                                                                Şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir.
                                
                                    16
                                
                            
                                                                                Şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir.  
                            
                                 17
                                
                            
                                                                                Sûr´a üflendiği gün, bölük bölük Allah´a gelirsiniz;
                                
                                    17
                                
                            
                                                                                Sûr´a üflendiği gün, bölük bölük Allah´a gelirsiniz;  
                            
                                 18
                                
                            
                                                                                Gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur;
                                
                                    18
                                
                            
                                                                                Gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur;  
                            
                                 19
                                
                            
                                                                                Dağlar yürütülür, serap haline gelir.
                                
                                    19
                                
                            
                                                                                Dağlar yürütülür, serap haline gelir.  
                            
                                 20
                                
                            
                                                                                (21-22) Şüphesiz, azgınların barınağı olacak cehennem pusuda beklemektedir.
                                
                                    20
                                
                            
                                                                                (21-22) Şüphesiz, azgınların barınağı olacak cehennem pusuda beklemektedir.  
                            
                                 21
                                
                            
                                                                                (21-22) Şüphesiz, azgınların barınağı olacak cehennem pusuda beklemektedir.
                                
                                    21
                                
                            
                                                                                (21-22) Şüphesiz, azgınların barınağı olacak cehennem pusuda beklemektedir.  
                            
                                 22
                                
                            
                                                                                (23-26) (Azgınlar) orada çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar.
                                
                                    22
                                
                            
                                                                                (23-26) (Azgınlar) orada çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar.  
                            
                                 23
                                
                            
                                                                                (23-26) (Azgınlar) orada çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar.
                                
                                    23
                                
                            
                                                                                (23-26) (Azgınlar) orada çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar.  
                            
                                 24
                                
                            
                                                                                (23-26) (Azgınlar) orada çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar.
                                
                                    24
                                
                            
                                                                                (23-26) (Azgınlar) orada çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar.  
                            
                                 25
                                
                            
                                                                                (23-26) (Azgınlar) orada çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar.
                                
                                    25
                                
                            
                                                                                (23-26) (Azgınlar) orada çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar.  
                            
                                 26
                                
                            
                                                                                Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı.
                                
                                    26
                                
                            
                                                                                Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı.  
                            
                                 27
                                
                            
                                                                                Bizim âyetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı.
                                
                                    27
                                
                            
                                                                                Bizim âyetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı.  
                            
                                 28
                                
                            
                                                                                Biz ise her şeyi bir kitapta sayıp yazmışızdır.
                                
                                    28
                                
                            
                                                                                Biz ise her şeyi bir kitapta sayıp yazmışızdır.  
                            
                                 29
                                
                            
                                                                                Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.
                                
                                    29
                                
                            
                                                                                Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.  
                            
                                 30
                                
                            
                                                                                (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.
                                
                                    30
                                
                            
                                                                                (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.  
                            
                                 31
                                
                            
                                                                                (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.
                                
                                    31
                                
                            
                                                                                (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.  
                            
                                 32
                                
                            
                                                                                (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.
                                
                                    32
                                
                            
                                                                                (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.  
                            
                                 33
                                
                            
                                                                                (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.
                                
                                    33
                                
                            
                                                                                (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.  
                            
                                 34
                                
                            
                                                                                Onlar orada ne boş bir lâkırdı ne de yalan işitirler.
                                
                                    34
                                
                            
                                                                                Onlar orada ne boş bir lâkırdı ne de yalan işitirler.  
                            
                                 35
                                
                            
                                                                                Bunlar Rabbinin yeterli bir bağışı, mükâfatıdır.
                                
                                    35
                                
                            
                                                                                Bunlar Rabbinin yeterli bir bağışı, mükâfatıdır.  
                            
                                 36
                                
                            
                                                                                O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O, rahmândır. O gün insanlar O´na karşı konuşmaya yetkili değillerdir.
                                
                                    36
                                
                            
                                                                                O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O, rahmândır. O gün insanlar O´na karşı konuşmaya yetkili değillerdir.  
                            
                                 37
                                
                            
                                                                                Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmân´ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler.
                                
                                    37
                                
                            
                                                                                Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmân´ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler.  
                            
                                 38
                                
                            
                                                                                İşte o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun.
                                
                                    38
                                
                            
                                                                                İşte o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun.  
                            
                                 39
                                
                            
                                                                                Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: «Keşke toprak olsaydım!» diyecektir.
                                
                                    39
                                
                            
                                                                                Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: «Keşke toprak olsaydım!» diyecektir.  
                            
                                 40
                                
                                    40
                                
                            
                                                                        
 
         Turkish
                    Turkish                 Arabic
                    Arabic                 
        